Yetişkin terapisi, çocuk-ergen terapisi, aile-çift terapisi, Denizli pedagog konularında ve test uygulamaları gibi farklı alanlarda Denizli psikolog seans ücretleri değişmektedir.
Denizli psikolog ücretleri ile ilgili bilgi sahibi olmak için Psikonatus Danışmanlık Merkezi’ni arayarak iletişim kurabilirsiniz.
Denizli ücretsiz psikolog hizmeti özel danışmanlık merkezlerinde yoktur. Denizli ücretsiz seans hizmeti almak isterseniz bu konu ile ilgili olarak psikologlar sembolik ücretle ya da ücretsiz olarak süpervizyon kapsamında danışan alabilmektedir. Belediyeler, bazı dernekler ve üniversiteler de ücretsiz psikolog hizmeti sunabilmektedir. Konu ile ilgili olarak Denizli’de ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmeti veren kurumları araştırarak ya da Psikonatus Danışmanlık Merkezi’ni arayarak dönemsel olarak süpervizyon kapsamında danışmanlık verilmesi hakkında bilgi alabilirsiniz.
Yetişkin, çocuk-ergen, aile-çift terapileri fiyat olarak farklılık gösterebilmektedir. Psikonatus Danışmanlık Merkezi ile iletişim kurarak fiyatlarımız hakkında bilgi alabilirsiniz.
Psikolog seçerken alanında ilgili bölümden mezun olmasına dikkat etmelisiniz.
Arkadaş tavsiyesi iyi ve sağlam bir referans noktasıdır. Bunun yanı sıra psikolog tercih ederken kişiye ve kuruma ilişkin doğru ve güncel bilgilerin yer aldığı web sitelerini inceleyebilir, sosyal medya hesaplarına bakabilirsiniz. İnternet araştırması sırasında Denizli psikolog yorumları, Denizli psikolog tavsiye ya da Denizli psikolog önerisi gibi aramalar yapabilir; ihtiyaç duyduğunuz konuya yönelik çalışma yapan şehrinizde yer alan psikologları inceleyebilirsiniz. Bu araştırmayı yaparken web sitesinde kişinin psikoloji ile ilgili alandan lisans derecesinde mezun olmasına dikkat ediniz.
Psikonatus Danışmanlık Merkezi’ndeki psikologlarımız online olarak da danışmanlık vermektedirler.
Online danışmanlık ile ilgili detaylı bilgiye blog yazımızı okuyarak ulaşabilirsiniz.
Bazı etmenler psikoterapi sürecinin hem niteliğini hem niceliğini etkilemektedir. Bunlardan sürece katkı sağlayarak değişimi hızlandıracak olanları şu şekilde sıralayabiliriz:
-
Danışanın seanslara hem zihinsel hem de fiziksel olarak tam katılım sağlaması
-
Danışanın psikoloğu ile işbirliği ve etkileşim içinde olması
-
Psikoloğun verdiği ödevleri ve önerdiği uygulamaları yerine getirmesi
-
Danışanın, değişim konusundaki istek ve motivasyonunun yüksek olması
Psikoterapi sürecine hem fiziksel hem zihinsel olarak tam anlamıyla katılım sağlayabilen herkes iyileşebilir.
Psikologlar YÖK tarafından kabul edilen üniversitelerin 4 yıllık Psikoloji bölümünden mezun olup insan davranış, düşünce, duygu ve zihnin süreçlerini bilimin tanım ve çerçevesinde temel alarak çalışan meslek grubudur. Psikologları tek bir meslek dalı içinde tanımlayamayız. Psikolojinin birçok alt alanı vardır ve buna bağlı olarak da psikologlar çok farklı alanlarda çalışabilirler.
Psikonatus Danışmanlık Merkezi’ndeki psikologlar danışmanlık alanında psikolojik değerlendirme, çocuk-ergen, yetişkin, çift-ailelerle psikoterapi alanında çalışırlarken aynı zamanda kurumlara, okullara, şirketlere kurumsal danışmanlık hizmeti vermektedirler.
Psikologların çalışma alanı birbirinden farklıdır. Kimi çocuklarla çalışırken, kimi ailelerle, kimi yetişkinlerle, kimi özel gereksinimli bireylerle çalışabilir. Bu durumda her psikoloğu iyi diye her alana genelleyemeyiz. Ayrıca her psikolog farklı yöntemlerle ve farklı konularla çalışmaktadır. Bu durumda en iyi psikolog diye kategorize etmek yerine psikolog seçerken beklentilerimize göre, çalışmak istediğimiz konuya göre, psikologların uzmanlık alanına göre seçim yapmalıyız. Sitemizde psikologlarımızın çalıştıkları alanlar, aldıkları eğitimler ve uzmanlıkları ile ilgili detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Yine hangi psikoloğu seçeceğiniz konusunda desteğe ihtiyaç duyarsanız bize ulaşabilirsiniz.
Denizli’de veya herhangi bir şehirde en iyi psikolog öncelikle üniversitelerin psikoloji bölümünden mezun olup, eğitimlerle kendini sürekli geliştiren, etik değerler çerçevesinde mesleğini yürüten, danışanların haklarına saygılı, danışanlarının psikolojik sağlığını kendi maddi çıkarlarının önünde tutarak uzmanlık alanı dışındaki konularda çalışmayan, gerektiği durumlarda diğer uzmanlarla işbirliği içinde olan, en önemlisi de danışanın iyi bir terapotik ilişki içinde olduğu psikolog iyi bir psikologtur. İnsan ilişkilerinde olduğu gibi psikolog ve danışan ilişkilerinde de her psikologla mükemmel bir ilişki içinde olamayabilirsiniz. İşini çok mükemmel yapan ve çok ünlü bir psikologla siz başarı elde edemeyebilirsiniz. En iyi psikolog seçimindeki temel kriter sizin kuracağınız ilişkidir.
Psikologlar danışanın geliş nedenine uygun olabilecek terapi yöntemlerine karar vererek kişiye özel tedavi planıyla terapi sürecinde danışana eşlik ederler.
Psikiyatristler üniversitelerin tıp bölümlerinden mezun olup üzerine psikiyatri alanında uzmanlık yaparlar. Psikologlar ise üniversitelerinin psikoloji bölümlerinden mezun olurlar. Psikiyatristler doktor oldukları için ilaç yazma yetkileri vardır. Psikologlar ise terapi yapmak üzerine eğitim alırlar. Bunun yanında bazı psikiyatristler de terapi eğitimlerini tamamlayarak terapi yapabilmektedirler. Psikologlar ve psikiyatristler gerektiği durumlarda iş birliği içinde de çalışırlar.
Psikolojik sorunların tanısını psikiyatristler koyabilir.
Bir seans ortalama 50 dakika sürmekle beraber, psikologlarımızın kendi kullandıkları yöntem tekniklere göre süre konusunda küçük farklılıkları olabilmektedir.
Sınav kaygısı ile ilgili bir problem yaşıyorsanız ya da çocuğunuz, kardeşiniz, bir arkadaşınız ya da çevrenizden herhangi biri bu konuda destek almak istiyorsa Psikonatus Danışmanlık Merkezi psikologları olarak sınav kaygısı için hizmet vermekteyiz.
Kaygı (anksiyete) konusunu endişe duyguları olarak ele alabiliriz. Hepimiz zaman zaman endişeleniriz. Sınavımız iyi geçecek mi, yarın hava çok yağmurlu olacak acaba çok ıslanır mıyım, ödevimi yarına yetiştirmem gerekiyor yetiştirebilecek miyim, çocuğum üşüdü acaba hasta olur mu? Bunlar gibi gün içinde aklımıza birçok düşünce gelebilir ve endişe duyabiliriz. Bu duyduğumuz endişe, kaygı bir duygudur. Anlıktır ve çok fazla zihnimizi meşgul etmez. Belirli bir seviyede işlevsel özelliğe sahiptir. Planlı olmamıza ve bizi harekete geçirmeye yardımcı olur. Fakat bazen bu endişe zihnimizi sürekli meşgul eder, günlük işlerimizi yapamayacak hale getirir. İlişkilerimizi ve işimizi etkiler. Kaygı sürekli ve yoğunsa kaygı bozukluğu meydana gelir. Kaygı bozukluğunun birden fazla türü vardır. Herkeste aynı şekilde meydana gelmez. Bazılarında kaygı her durumda olurken bazılarında sadece sosyal ortamlara gireceği zaman ya da kalabalık önünde konuşma yapacağı durumlarda sıkıntı yaratabilir. Psikoterapi yöntemiyle kaygının üstesinden gelebilirsiniz. Herkeste aynı şekilde meydana gelmediği gibi kaygının tedavisi de kişiye göre değişiklik gösterir. Psikologlarımız kişiye özel ve eklektik yöntemlerle kaygı ile çalışmaktadırlar.
Takıntı olduğunu düşündüğünüz durumların sıklığı, sürekliliği, ne gibi durumlarda ortaya çıktığı vs. birçok faktörün incelenmesi gerekir. Bazen takıntı olduğunu düşündüğümüz durumlar aslında bir sorun oluşturmayabilir ya da sorun olan ama bizim farkında olmadığımız durumlar ortaya çıkarabilir. Böyle bir durumda tek başınıza kurtulmak için uğraşmak yerine psikolog desteği almak daha etkili olabilir. Araştırmalara göre Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi bu konuda etkili bir yöntemdir. Psikonatus Danışmanlık Merkezi’ndeki psikologlarından bu konuyla ilgili randevu alabilirsiniz.
Zaman zaman öfke duygusuna kapılabiliriz. Öfke; mutluluk, heyecan, üzüntü gibi bir duygudur. Duygularımız iyi-kötü, olumlu-olumsuz, çirkin-güzel diye sınıflandırılamaz. Tüm duygularımız bize aittir. Bu duyguları reddetmek yerine olduğu gibi kabul edip o duyguları yaşamamız gerekir. Diğer duygularımızda olduğu gibi öfke duygusunun da yaşanması, kabul edilmesi ve bastırılmaması gerekir. Fakat bazı durumlarda öfke bize ve çevremize zarar verebilir. Böyle durumlarda öfkeyi yönetmek zorlayıcı olabilir. Eğer öfkenizi zarar verici boyutta yaşadığınızı düşünüyorsanız bir uzmandan destek almanız sizin için iyi olacaktır.
Terapi yapabilmek için öncelikle bu işin eğitimini almış olmak çok önemlidir. Psikolojiyle ilgili olsanız dahi kendi kendinize terapi yapmak çok zorlayıcı olabilir. İnsanlar kendilerine, iç dünyalarına bakarken dışardan bir gözle bakmakta zorlanabilirler. Kendi içinde bulunduğumuz durumu olduğumuzdan daha kötü ya da daha iyi nitelendirebiliriz. Böyle bir yanlılıkla kendi kendine terapi yapmak pek bir sonuç vermez. Psikologlar olarak bizler de bu işin eğitimini almış olduğumuz halde kendimize terapi yapabilmemiz pek mümkün değildir. Psikologlar da ihtiyaç duyduğunda başka psikologlardan psikolojik destek almaktadır. Terapiye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız bir psikologla bu süreci yönetmeniz daha verimli olacaktır.
Bu durum; herkesin sizi izlediğini düşünmek, bu yüzden dışarı çıkmak istememek, yolda yürürken kafamızı kaldırmadan yürümek, dışarda yemek yiyememek, otobüse binememek, dolmuşta inmek istediği yeri söyleyememek gibi birçok durum doğurabiliyor. Tüm bu sonuçlar da sosyal yaşamımızı, iş yaşamımızı hatta tüm hayatımızı kısıtlayabiliyor. Bu belirtilerin sizde olduğunu düşünüyorsanız öncelikle bilmeliyiz ki insanlar tahmin ettiğimiz kadar bize dikkat etmiyorlar. Öyle ki çoğu zaman bizim farkımızda bile olmuyorlar. Bu bilgi böyle durumlarda bizi rahatlatabilir. Fakat bazı durumlarda bunu bilsek bile insanların sürekli bize baktığı düşüncesinden kurtulamayabiliriz. Bu düşüncelerin sizin hayatınızı kısıtladığını düşünüyorsanız psikolog desteğiyle bu düşünceyi aşabilirsiniz.
Sağlıklı sınırlar ve ilişkiler oluşturabilmek hayır diyebilmeyle bağlantılıdır. Hayır diyememek ilişkilerimize zarar verirken çok fazla hayır demek de ilişkilerimize zarar verebilir. Hayır diyemiyorum cümlesi çok basit gibi görünse de pek çok faktörü içinde barındırabilir.
Hayır diyemediğiniz durumlar neler, hayır diyemediğiniz kişiler kimler, hayır dediğinizde neler oluyor, neler hissediyorsunuz bunların hepsi üzerine konuşulması gereken konulardır. Uzmanlarımızla sağlıklı hayır deme üzerine konuşurken neden hayır diyemediğinizi, nasıl hayır diyebileceğinizi keşfederken kendimizle ilgili pek çok farklı noktayı da keşfedebiliriz. Böyle bir konuyla ilgili tek bir cevap olamayacağı için psikolog desteği almanız sizin için faydalı olacaktır.
Çocuğunuzda sorun olarak adlandırılan durumlar ailenin ve çocuğun günlük rutinini bir süredir olumsuz yönde etkiliyorsa ve ailenin kendi başa çıkma yöntemleri işe yaramıyorsa mutlaka bir çocuk psikoloğundan destek alınmalıdır.
Denizli’de yaşıyorsanız, probleme ilişkin alanında uzman psikologla görüşmenin ardından psikolog sizi Denizli çocuk psikiyatri bölümüne yönlendirebilir. Bu durumda şunu söylemekte fayda var ki psikolog ve psikiyatrın iletişim halinde bütüncül bir çalışma gerçekleştirmesi probleme ilişkin sorunun çözülmesine katkı sağlayacaktır.
Psikoloğa giderken çocuğunuzla şeffaf bir iletişim kurmanız sürecin verimliliği açısından önemlidir. Örneğin, “Seninle bir çocuk psikoloğuna gideceğiz. Orada birbirimizi bekleyebileceğimiz bir alan ve görüşme odaları ve hatta bir de oyun odası var. Psikolog anne babayla olan görüşmesinde sana nasıl daha çok yardımcı olabilir ve ebeveynlikte kendimizi nasıl geliştirebiliriz bunu anlatacak. Çocuklarla olan görüşmelerinde de çocuklarla oyunlar oynarken çocukların olumlu ve olumsuz duygularıyla ilgili konuşup, başa çıkmakta zorlandığı durumlarla ilgili yardım ediyormuş” şeklinde bir açıklama yapmak çocuğun beklenti ya da kaygılarını gerçekçi bir zemine çekmeye yardım eder.
Çocuğunuzun doğumundan itibaren bir çocuk psikoloğundan ebeveyn danışmanlığı alarak ilerleyebilirsiniz. Çocuğunuzu ise iletişim becerileri gelişmeye başladığından itibaren bir çocuk psikoloğuna götürebilirsiniz.
İki yaş sendromu ebeveynler için oldukça zorlayıcı bir dönem olabilir. Bu dönemi ebeveyn- çocuk arasındaki bağı zedelemeden ve daha az yıpratıcı geçirmek adına bir çocuk psikoloğundan ebeveyn danışmalığı almak ya da pedagoga götürmek aileyi oldukça rahatlatacaktır. Yaşadığınız şehir Denizli ise Denizli’de pedagog veya Denizli’de psikolog arayışınız bulunmaktaysa konu ile ilgili Psikonatus Danışmanlık Merkezimizi arayarak bilgi alabilirsiniz.
Çocuğunuzun konuşmaması durumu çok fazla çeşitlilik gösterebilen bir durumdur. Gelişim geriliği işareti olabileceği gibi seçici sessizlik durumu da olabilir. Aynı zamanda travma arkasından gelişmiş bir durum da söz konusu olabilir. Çocuğunuzun konuşmaması durumu soru işaretlerinin derinlemesine incelendikten sonra alınması gereken yol için yönlendirme yapılmaktadır. Gecikmiş konuşma durumunda mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.
Ağlamak bir çocuğun dünyaya geldiği anda öğrendiği ilk iletişim şeklidir. Tüm ihtiyaçlarını ağlama yoluyla belirtir. Ancak daha sonraları gelişiminin ilerlemesiyle birlikte sözlü ve sözsüz diğer iletişim biçimlerini öğrenmeye başlar. Yeni iletişim biçimlerini öğrenmekte zorlanıyor veya isteklerini elde etmede daha az işine yarıyorsa çocuk doğal olarak en iyi bildiği yola başvurur. Ebeveynler olarak çocuğumuzun duygularını fark edip anlamlandırmasına yardımcı olmak ve sağlıklı iletişim becerileri noktasında destek olmamız sorunu azaltacaktır.
Kıskançlık diğer her duygu gibi son derece doğal bir duygudur. Yaşamın her döneminde görülebilir ancak çocuklukta biraz daha yoğun yaşanabilir. O ana kadar kendine yöneltilen ilgi ve dikkatin kardeşine yöneltilmesinden doğan rahatsızlık en temel nedendir. Kardeşin doğmasıyla birlikte ona ayrılan zamanın azalması çocukta, bebeğe karşı gibi görünen ama aslında ana babaya karşı olan kızgınlık, kırgınlık gibi duyguların gelişmesine neden olabilir. Çocuk kendini terk edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissetmeye başlar. Özellikle küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanma kimi zaman yaşamı etkileyecek ve davranış bozukluğuna neden olacak derecede yoğun yaşanabilen bir duygu olabilmekte ve yardım gerektiren bir hal alabilmektedir. Eğer ailenin başa çıkma mekanizmaları yetersiz kalıyorsa mutlaka bir çocuk psikoloğundan yardım alınmalıdır.
Tırnak yeme davranışının ne zaman başladığını ve neyin tetiklediğini tespit edebilmek önemlidir. Tırnak yeme davranışı kaygıyla ilişkiliyse aynı zamanda çocuğun kaygısıyla da çalışılması gerekir. Bunun dışında elleri sıklıkla meşgul tutmak parmak boya, oyun hamuru gibi etkinlikler yapmasını sağlamak, çocuğun sevebileceği renkli yara bantlarıyla parmakları bantlamak gibi davranışçı yöntemler işe yarayabilir.
Çocuğun ve ailenin günlük yaşantısını anlamlı derecede olumsuz etkileyen ve tekrarlayan duygu ve davranışlar mevcutsa, bu duygu ve davranışlar geçici olmaktan çıkmış ise çocuğunuzun ve sizin desteğe ihtiyacı olabilir. Böyle bir durumda bir çocuk psikoloğu ya da psikolojik danışmandan en kısa sürede yardım almak çocuğun ilerleyen gelişim dönemlerinde psikolojik iyi oluş halini sağlamak için çok önemlidir.
Okula hazırlanırken çocuğun bazı fizyolojik, çevresel ve zihinsel faktörlerindeki gelişimin uygun olması gerekir. Bunu ölçmek için de sıklıkla Metropolitan Okul Olgunluğu Testi kullanılır. Bu testin amacı çocukların okula ve okulun gerektirdiği kurallara ve öğrenmeye gelişimsek olarak hazır olup olmadığını saptamaktır.
Çocuğunuzun akademik olarak motive olmamasının altında pek çok farklı sebep yatabilir. Öncelikle okul ve sınıf ortamında zorbalık, olumsuz bir fiziksel veya duygusal durum var mı onu öğrenmeliyiz. Ardından özellikle öğrenme güçlüğü veya dikkat eksikliği hiperaktivite gibi durumların varlığı elenmelidir, çünkü eğer böyle bir durum varsa yaklaşımın çok daha profesyonel olması gerekir. Çocuğun ders çalışmak istememe nedenleri ayrıştırıldıktan sonra çocuğa ders çalışabileceği ona özel bireysel alan tanınmalı. Çocuğun yerine sorumluluk almak yerine kendi davranışının doğal sonuçlarıyla karşılaşmasına izin vermeliyiz. Diğer türlü ödül- ceza yöntemlerinin tamamı dışsal motivasyonlar oluşturur ve geçici çözüm sağlar. Kalıcı çözüm ve ebeveyn-çocuk arasındaki ilişkiyi güçlü tutarak akademik gelişimini artırmak için bir psikolog ya da psikolojik danışmandan yardım alabilirsiniz.
Çocuğun zekâ puanına ve düzeyine yönelik yorum yapmamızı sağlayan Wisc-R, Wisc-4, Cas gibi zeka testleri yalnızca çocuğun akademik başarısını olumlu ya olumsuz etkileyebilecek durumlar oluştuğunda okuldan ve öğretmenlerinden çocuğun zekasına yönelik incelenmesini uygun gördükleri durumlarda yapılmalıdır. Bunun dışındaki sadece merak amaçlı bu testlerin uygulanması tavsiye edilmemektedir.
Aile danışmanı; Aile Danışmanlığı eğitimi almış, buna istinaden aile bireyleri arasında yaşanan sorunlar konusunda ailelere danışmanlık desteği veren kişidir. Psikonatus Danışmanlık Merkezi’nde tüm psikologların Aile Danışmanlığı eğitimi mevcuttur.
Aile bireyleri, aralarında yaşanan sorunları çözmelerine yardımcı olmak, iletişim ve sorun çözme becerilerini geliştirmek amacıyla aile üyeleri ve terapist tarafından belirlenen sıklıkta bir araya gelirler. Bu sıklık genellikle haftada bir gün şeklindedir. Süreç, ailenin seanslara katılımının yanı sıra terapistin kullandığı yöntem ve tekniklere göre vereceği seans dışı ödev ve uygulamalar ile devam eder.
Sorunu yaşayan bireylerin tamamının katılımı aile terapisi süreci için çok daha faydalı ve süreci hızlandırmak konusunda da etkilidir. Fakat değişim değişimi tetikleyeceği için bir aile bireyinde başlayan olumlu değişiklik aile içinde bir kelebek etkisi yaratabilir. Bu nedenle gerekli durumlarda diğer aile üyelerinin katılımı olmadan da aile terapisi alabilirsiniz.
Evlilik öncesi danışmanlık, evlilik sürecindeki çiftlere sağlıklı ve mutlu bir evlilik gerçekleştirmeleri yolunda profesyonel destek sağlamayı amaçlayan bir uygulamadır. Çiftlerin, hem hali hazırda bulunan sorunlarını çözmelerine hem de evliliklerinde yaşayabilecekleri sorunlarla başa çıkabilmeleri için iletişim ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine destek olmaktadır. Danışmanlık boyutunun yanında, partnerleri bir çift ve aile olmaya hazırlama misyonundan dolayı Evlilik Öncesi Danışmanlık, çiftler için aynı zamanda bir eğitici bir süreçtir.
Çift ve Evlilik terapisi, evli olsun ya da olmasın, romantik bir ilişki içerisinde olan çiftlerin aralarında yaşadıkları sorunlara yönelik profesyonel destek alabilecekleri bir danışmanlık hizmetidir.
Bununla beraber, çiftlerin daha mutlu ve doyumlu bir birliktelik yaşamaları adına ilişkilerini geliştirmelerine yönelik de çalışmalar yapmaktadır. Bu sayede, çiftler aralarında bir problem olsun olmasın, ilişkilerini daha iyi bir noktaya taşımak adına da destek alabilmektedir.
Eşle ile katılım hem sürecin hızlanması hem de sorunların çözümü adına çok daha faydalı olacaktır. Fakat bunun mümkün olmadığı durumlarda partnerlerden birinin katılımı ile ilerlemek de mümkündür. Çünkü bir partnerde yaşanan değişim ve gelişim karşı tarafı da etkilemekte ve harekete geçirebilmektedir.
Psikolojik destek alması gerektiğini düşündüğünüz kişi ile suçlayıcı ya da yargılayıcı bir üsluptan kaçınarak destekleyici ve empatik bir yaklaşımla bu ihtiyacını konuşup fark etmesini sağlayabilirsiniz. Değişim ve gelişim konusunda bireyin arzu ve motivasyonu çok önemli olduğu için kendi isteği ve kararı ile psikoterapi sürecine başlaması en doğrusudur.
Bireyin yaşadığı psikolojik sorunlar konusunda genetik yüksek oranda etkili bir faktördür.